İMÇ'nin 1950'li yıllarda başlayan hikayesi.
1950’li yıllarda Toptancı Manifatura ve Kumaşçılar piyasası Sultanhamam ve civarında yayılmış ve çoğunlukta 19.asırdan kalma ari faaliyet bakımından yetersiz kalmaktaydı. O yıllarda başlayan imar hareketleri yanında günden güne daha çok sıkışan şehir trafiği çalışma şartlarını büsbütün güçleştirmişti.
Bu güçlükleri en fazla hisseden Manifatura ve Kumaşçılar Toptancı Tüccarları, kendilerine birer mağaza inşa ettirmek ve böylelikle yepyeni bir çarşı ve Manifatura- Kumaş piyasası meydana getirmek için 1954 yılında “Sınırlı Sorumlu İstanbul Manifatura ve Kumaşçılar Çarşısı Yapı Kooperatifi”ni kurmuşlardır.
Kuruluşun ardından çok kısa bir süre içinde umulanın üstünde rağbet gören ve mali güce erişen kooperatif, gayesi olan çarşıyı inşa etmek için, lüzumlu arsanın temini işini derhal ele almıştır. İlk anda şehir içinde lüzumlu arsayı temin etme güçlükleri çarşının Haydarpaşa’da kurulması akla getirmiştir.
Burada nakliye imkanlarının daha müsait olacağı Anadolu ile Ticari ilişkilerin daha kolayca kurulacağı, gerekli büyüklükteki arsanın kolayca ve ucuza bulunabileceği düşünülerek buna göre hazırlıklara başlanmıştır.
Bu sırada İstanbul’da başlayan İmar hareketlerinin gerektirdiği istimlakler, esasen kıt olan Belediye mali imkanlarını güçleştirmiş ve yeni kaynaklar aramaya zorlamıştır.
Zamanın valisi Prof.Dr. Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul’un geri kalmış semti olan Bozdoğan su kemeri ile Unkapanı arasında Atatürk Bulvarı’nın bir yanını, baştan başa kaplayan sahayı, Manifatura ve Kumaşçılar Çarşısı için uygun görerek buranın imarında kooperatiften yararlanmayı düşünmüştür.
Kooperatifin Belediyeye yardımcı olması halinde, bu sahayı istimlak ederek, çarşının burada kurulması için kooperatife tahsisine çalışacağını söylemiş ve bu hususta geniş yardımlarda bulunmuştur.
Arsa bedelinin tasarlanandan daha yüksek olacağı ve istimlak için arsa bedelinin peşin olarak istenmesi konularında ortakların görüş ve kararını almak üzere Sn.Gökay’ın da bulunduğu 01.09.1955 tarihinde olağan üstü genel kurul toplantısı yapılmıştır.
Genel kurul çarşının bu sahada kurulması için Belediyenin çıkardığı tahvillerden 30 milyon liralık kısmını kooperatif tarafından alınması suretiyle gereken yardımın yapılmasını oy birliği ile kararlaştırılmıştır.
4,5 yıllık çalışmadan sonra bugün çarşının bulunduğu yüzlerce parselden oluşan alan 06.08.1959 tarihinde A Blok sahası hariç Belediyece istimlak edilerek kooperatife satılmıştır. Çarşı yerinin bu şekilde seçilmesi ile birlikte bu bölgenin imar planının bulunmaması veya burada çarşı kurulması düşünülmemiş olması ve dolayısıyla istimlak hudutlarının tespiti bakımından belediyenin isteği ile kooperatifçe bir Mevzii imar planı yarışması düzenlenmiş, 27.08.1958 tarihinde düzenlenen bu yarışmaya katılan 14 proje arasından jüri, Y.Mim.Cihan Fındıkoğlu, Y.Mim.Kemal Bayur, Y.Mim.Tarık Aka, Y.Müh. Niyazı Durunay, Y.Mim. Özdemir Akverdi’nin müşterek hazırladığı projeyi birinci seçmiştir. Bu proje sonradan Belediye şehircilik danışmanı Prof.Piccinato’nun da katkısı ile geliştirilerek Mevzi İmar planı haline getirilmiştir.
Mevzi imar planının 1960 yılında İmar İskan Bakanlığınca tasdikinden sonra mimari projenin yapılmasına geçilmiştir. Arsa satın alma işlerinin tamamlanması ve imar durumunun belli olmasından sonra, sıra mimari projenin tanzimine gelmiştir. Arsaya kurulacak çarşı mimari projesi için kooperatif ihtiyacını karşılayacak, aynı zamanda şehrin geniş bir sahasını ve tarihi çerçevesinin imarını sağlayacak, en iyi çözümü bulmak amacıyla kooperatif tekrar bir yarışma düzenlemiştir.
19 Şubat 1960 tarihinde düzenlenen bu proje yarışmasına 11 proje katılmıştır.
Bu yarışmaya günün önemli mimarlık bürolarından Prof.Emin Onat, Prof.Orhan Safa, Prof.K.Ahmet Aru ve arkadaşları, Melih Bilsel, Haluk Baysal, Rana Zapçı, Affan Kırımlı, Orhan Bolak, Gazanfer Beken, Orhan Bozkurt, Cihat Fındıkoğlu, Kamil Bayur ve arkadaşları, İMA Mimarlık Bürosu, Doğan Tekeli-Sami Sisa-Metin Hepgüler yarışmaya katılmışlardır.
İMÇ'nin Mimarlarından Doğan TEKELİ
Yarışma Jürisinde İst.Belediye Başkanı Kemal Aygün, Rıfat Edin, İmar müd. Y.Mim. Faruk Akçer, Beld.İmar müşaviri Y.Mim.Cevat Erbil, Prof.Dr.Mukbil Gökdoğan, Prof. Mustafa İnan, Y.Mim.Sedat Hakkı Eldem, Y.Mim.Asım Mutlu, Y.Mim. Sadık Sever, Y.Müh. İsmail İşmen, Y.Müh.Mim. Ali Rıza Ünsal ve Kooperatif ilgilileri bulunuyordu.
Jüri çalışmaları sonunda Site mimarlık Bürosu Y.Mim.Doğan Tekeli-Y.Mim.Sami Sisa-Y.Mim. Metin Hepgüler’in projesi jüri tarafından birinciliğe layık görülmüştür. Düzenlenen yarışma sonunda yapılacak çarşının avan projesi elde edilmiştir. Tatbikat projeleri tanziminden önce lüzumlu zemin sondajları ve temel etütleri yaptırılmak suretiyle proje ve keşiflerin tatbikat sırasında değişikliğe meydan verilmeden tatbikine çalışılmıştır.
Kazanan proje jüri raporunda şöyle değerlendirilmiştir. “Heyetimiz tarafından Manifaturacılar için bütün projeler arasında en uygun olarak seçilen bu projede, Bozdoğan su kemeri ile Şeb Sefa Hatun camii arasındaki kısmın kompozisyonu, gerek şehircilik gerek mimari bakımdan güzel bulunmuş, fakat Şeb Sefa Hatun camii ile Atatürk Köprüsü arasındaki kısımda yukarıdakine benzer bir ifadenin devamı kısmen görülmekle beraber, burada yerleştirilmiş olan üç yüksek büro bloğu yerleri aşırı irtifalar dolayısıyla uygun görülmemiştir”
Diğer taraftan istenilen dükkan sayısı bu projede tam olmakla beraber genişlikleri yeterli bulunmamıştır. Fakat projedeki elastikiyet bu noksanlığı izale edecek durumdadır.
İnşaata müsait olan Hıfzısıhha Enstitüsü ile Şeb Sefa Hatun Camii arasındaki birinci kısım kaba inşaat halinde 15.03.1961 tarihinde en müsait teklifte bulunan Eti Yapı Ltd.Şti’ye ihale edilmiş ve zamanın Vali ve Belediye Reisi General Refik Tulga tarafından temeli atılarak fiilen inşaata başlanmıştır. Bundan sonra durum müsait olduğu ve inşaat sırası geldiğinde 28.06.1961 tarihinde ikinci kısım kaba inşaatı Şevket Alptekin ve Bayındırlık İşleri A.Ş.’ne ihale edilmiştir.
1967 yılında birinci kısım, 1968 yılında ikinci kısım inşaatı tamamlanmıştır.
Araziye intibakı ve toprağa gömülü az miktarda alınan avlular ve arka servis yoluna açılmalar suretiyle havalandırılması, projede en canlı bir şekilde çözümlenmiştir.
Yarışma projesi, sonradan yapılan birçok değişikliğe rağmen uygulanan projenin ana fikirlerini taşımaktaydı. Jüri tarafından yarışma projesindeki üç yüksek bloğun, bire indirilmesi tavsiye edilmesine rağmen, zeminin olağanüstü kaygan ve çürük olmasının sonradan anlaşılması üzerine, yüksek büro fikrinden tamamen vazgeçildi.
Belediyenin bu projeyi onaylayacak kurulu, çoğu yarışmacı, yada jüri üyesi olarak konunun içinde olduğu ve bu noktaya kadar gelmesine katkıda bulundukları halde, projenin onaylanması yaklaşık bir yıllık uzun tartışmalar ve proje değişikliklerini gerektirmiştir.
Projede dükkanlar, bulvara göre bir açı teşkil ederek Süleymaniye yönünde görüş sağlayan avlular çevresinde ve yaya alanları üzerinde akıcı bir yaya ulaşımı sağlayacak biçimde yerleştirilmiştir. Yaya ulaşımı, bulvarın yoğun taşıt trafiğinden ayrılmıştır. Arkada bulvara paralel olarak düzenlenen bir yol, servis ulaşımını sağlamakta, otopark girişleri bu yola bağlanmaktadır. Dükkanları çevresinde yer aldığı avlular değişik mekan etkileri ile bulvar boyunca gene iç yaya yolları ile bağlanarak sıralanmaktadır.
Arsanın tüm uzunluğunca devam eden eğimde yararlanılarak bütün katlara yollardan düzayak çekici girişler sağlanmıştır. Yapıların birlikte algıladığı Süleymaniye’nin kubbe çapının sadece 27 m. Olduğu Süleymaniye’deki ihtişamın çevre yapılarının küçük kubbeleri ve diğer elemanları ile sağlandığı göz önünde tutulmuş, çarşı kitlelerinin içinde bulundukları tarihi şehir parçasındaki gibi küçük cumbalar, balkonlar, üst katlarda geri çekilmesiyle ölçülü bir hareketlilik kazandırılmıştır. Bu hali ile çarşının Atatürk Bulvarından görüşünüşünde Süleymaniye Külliyesinin etkisini bozmadığı, hatta ona uygun bir çerçeve sağladığı söylenebilir.
Kullanılan malzemenin seçiminde önce çevre ile uyum sağlama ve dayanıklılık, sonrada ekonomi ve uygulama kolaylığı aranmıştır. Çok sayıda ve farklı malzeme kullanılmaktan kaçınılmıştır.
Bütün bu dolgu duvarlar, beyaz traverten kaplanmış, yatay taşıyıcılar (döşemeler), korkuluklar brüt beton bırakılmıştır. Üst katlardaki dükkanların dışa bakan arka cephelerinin büyük kısmı prefabriko bir kafes elemanla kaplanmıştır.
Dükkanlar 15-20 m.gibi derinliklerde olduğu için her iki ceplerden tam ışık almaları gerekmekteydi. Dışa bakan cephelerin bu tür bir kafesle kapanması, hem ışık almayı sağlamış, hemde mimari bütünlüğün sağlanmasında yararlı olmuştur. Bu büyük kompleksin günün Türk plastik sanatlarından örnekler taşıması, bunlarında yapı mimarisi ile bütünleşmesi için özel çaba gösterilmiştir.
Mimaride belirlenen yüzler için açılan yarışmada kazanan sanatçıların, seramik ve mozaik panoları, Bas-reliefleri yapıya katkıda bulunmuştur. Bunlar Füreya Karal ve Sadi Diren’in seramik, eren Eyüboğlu, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Nedim Günsür’ün mozaik panoları, Yavuz Görey’in dekoratif havuz plastiği, Kuzgun Acar ve Ali Teoman Germaner’in Baş-reliefleridir.
Arsa bulvar boyunca ve bulvara dik olarak iki yönde %3 ile %8 arasında değişen eğimleri olan 45.000 m2 yüz ölçümlü ve bulvar boyunca 800 m uzunluğunda dar bir şerittir. Arsanın arka sınırı imar planının hayali kitlelerine göre tespit edilmiştir.
Daha önce açılan şehircilik yarışmasında kazanan projeye, Belediye müşaviri Prof. Piccinato’nun katkısı Şeb Şefa Hatun Cami’nin alt ve üst yanlarındaki kitlelerin, bulvardan Süleymaniye yönünde görüş sağlayacak şekilde döndürülmesi olmuş ve bu fikir mimari proje yarışmasına İmar durumu olarak verilmiştir.
Aradığınız hizmetleri bulamıyor musunuz? Belki aşağıdaki hizmetler işinizi görebilir.